Yeni bir bilimsel çalışmada, tatlıya düşkün insanların, sağlıklı yiyecekleri tercih edenlere kıyasla daha fazla depresyon riskine sahip olduğu ortaya çıktı. Ayrıca tatlıya düşkün insanlarda daha fazla metabolik hastalık ortaya çıkıyor. Bu metobolik hastalıklar kronik iltihaplanma, kan şekeri yüksekliği ve kanda yağların yani lipitlerin daha yüksek olması anlamına geliyor. Bu süreçler daha sonra diyabet ve kalp hastalıklarının önünü açıyor.
Bu bilimsel çalışmada, tatlı düşkünlüğü olmayan ve sağlıklı beslenen kişilerde kalp hastalığı ve felç riskinin azaldığı görüldü. Ayrıca tatlı düşkünlüğü olmayan kişilerde kalp yetmezliği, kronik böbrek hastalığı ve felç riskinde azalma olduğu ortaya çıktı.
Araştırma İngiltere’de yapıldı. Yarım milyon gönüllünün sağlık ve genetik bilgilerini içeren büyük bir veri tabanı olan UK Biobank’dan alınan kan örneklerinden elde edilen verileri yapay zeka inceledi.
Çıkan Bu Sonuçlara Göre Tatlı Düşkünlüğü Olanlar Ne Yapmalı ?
Uzmanlara göre, günlük hayatta tükettiğimiz pek çok gıdada gizlenmiş şeker bulunmaktadır. Şeker tüketimini azaltmak için, özellikle işlenmiş gıdaların etiketlerini dikkatlice okumak ve uzak durmak gerekiyor. Doğal şeker kaynaklarına yönelmek önemlidir. Örneğin az az meyve tüketmek gerekli. Gazlı içecek ve paketli şekerlemelerden uzak durmak gerekiyor. Ekmeği ve tatlıları az az tüketmek gerekiyor. Küçük adımlarla başlayan bu süreç, uzun vadede hem fiziksel hem de zihinsel sağlığımızı olumlu yönde etkileyebilir. Azalan şeker tüketimi, enerji seviyelerimizin artmasına, ruh halimizin düzelmesine ve kronik hastalık riskimizin azalmasına yardımcı olabilir.